Fizikte Modelleme
Fizik, evrende meydana gelen doğal olayları açıklamaya çalışan bilim
dalıdır. Evrende meydana gelen olaylar gözle görülebilen büyük kütleli
cisimler arasında veya gözle görülmeyecek kadar çok küçük somut cisimler
arasında gerçekleşebileceği gibi varlığını bildiğimiz ancak gözle
göremeyeceğimiz manyetik alan gibi soyut kavramlar arasında
da gerçekleşebilir.
Fizikçiler bir olayı gözlerken çoğu zaman duyu organları yetersiz
kalır. Teknolojinin elverdiği ölçüde araç ve gereçler kullanırlar. Merak
edilen bir olay bilinenler ışığında incelenir. Nasıl meydana geldiği
hakkında yorumlar yapılarak olayın oluşunu açıklayan teori ortaya
atılır. Ortaya atılan teorinin geçerliliğinin kanıtlanması için olayın
birçok defa tekrarlanması gerekir. Meydana gelen olay çok karmaşık
olabileceği gibi olayın çok hızlı gerçekleşmesi nedeniyle çok kısa bir
zamanda veya bir insan ömrünün olayı gözlemek için yetmeyeceği kadar çok
uzun bir zaman dilimi içinde gerçekleşiyor olabilir. Bunun
için doğrudan gözlenemeyen olayların daha iyi anlaşılmasını sağlayacak
olayla ilgili bir model oluşturulur. İncelemeler bu model üzerinden
yapılır.
Model, fiziksel hayata ait gerçekliklerin bir takım anlamlı sembollerle ifade edilmesidir.
Diğer taraftan model gerçek hayatta olması gerektiği düşünülenin
ifadesidir. Yani gerçeğin idealleştirilmiş halidir. Çoğu kez karmaşık
olanın basite indirgenmesidir. Aslında gerçeklik hiç bir zaman bir model
ile yüzde yüz ifade edilemez. Bu anlamda model
gerçeğin daha basitleştirilmiş halidir. Örneğin, fizikçiler serbest düşme modelini oluştururken havanın direncini yok saymışlar ve gözlemlerini ona göre yapmıştır. Aynı anda yere bırakılan 20 tonluk bir demir ile birkaç gramlık tüyün aynı zamanda yere düşeceğini hesaplamışlardır. Bir başka örnekte virajlı bir yolda ilerleyen aracın, viraja hangi hızla girerse güvenli bir dönüş yapacağının hesaplarını yaparken, havanın direncini yok saymışlardır.
gerçeğin daha basitleştirilmiş halidir. Örneğin, fizikçiler serbest düşme modelini oluştururken havanın direncini yok saymışlar ve gözlemlerini ona göre yapmıştır. Aynı anda yere bırakılan 20 tonluk bir demir ile birkaç gramlık tüyün aynı zamanda yere düşeceğini hesaplamışlardır. Bir başka örnekte virajlı bir yolda ilerleyen aracın, viraja hangi hızla girerse güvenli bir dönüş yapacağının hesaplarını yaparken, havanın direncini yok saymışlardır.
Atomun iç yapısıyla ilgili modelde ortada bir çekirdek ve onun
etrafında dönen elektronlar bulunmaktadır. Atomun iç yapısını,Güneş ve
etrafında dönen gezegenlere benzeterek bir model oluşturulmuştur. Bu
konudaki bilgiler çoğaldıkça model değiştirilmiş ve geliştirilmiştir.
Manyetik maddelerin etrafını saran manyetik alanın gösterilmesi ve
manyetik alanın davranışını açıklamak için daha önceki sınıflarda
öğrendiğiniz mıknatısta manyetik alan çizgileri ile Kuzey (N) ve
Güney (S) olmak üzere iki kutup tanımlanmıştır. Bu model oluşturulurken
manyetik alan basitleştirilmiştir. N kutbundan S kutbuna doğru manyetik
kuvvet çizgileri olduğu varsayılmıştır.
Işığın günümüzde davranışları ayrıntılı olarak bilinmektedir. Ancak
ışığın yapısı tam olarak anlaşılamamıştır. Işığın bazı olaylar
karşısındaki davranışını açıklamak için su dalgaları model olarak
alınmış ve ışığın o olaydaki davranışı açıklanmıştır. Fakat aynı ışığın
başka bir olay karşısındaki davranışını açıklamak için ise masa tenisi
topunun davranışı model olarak alınmıştır.
Bilimsel bir modelin oluşturulması belli bir modelleme ve bilgi
birikimini gerektirir. Model her zaman anlaşılır olmalıdır. İncelenecek
olayın özelliklerine göre, olayın bazı özellikleri oluşturulan modelin
dışında bırakılabilir. İncelenen olay hakkında ortaya çıkan yeni
durumlar ve bilgilere göre model yenilenir. Oluşturulan modeller
özelliklerine göre matematiksel modellerle desteklenir.
Fizik ve Matematik
Fizikçiler kurdukları modelle, yaptıkları deneylerde gözlemlerini
yaparken, yapılan ölçümleri ifade etmek, temel fizik yasaları ile
teoriler arasında bir ilişki kurmak için bir dile ihtiyaç duyarlar. Bu
dilin öyle bir mantığı olmalıdır ki önce kendi içinde sağlam temellere
dayanmalı, anlamlı ve anlatım bozukluğu olmamalıdır. Onu okuyan her
insan aynı şeyi anlamalıdır. İşte fizikçiler bu nedenle evrensel bir dil
olan matematiği anlatım dili olarak kullanmaktadırlar.
Fizik, matematik ilişkisi, fizik için oldukça temel bir ilişkisidir.
Bir olay hakkında bilimsel süreçler işletilirken; ölçme, veri toplama ve
deney sonuçlarına göre fizik yasalarının ifade edilmesinde,
karşılaşılan problemlerin çözümünde matematik bilgisine ihtiyaç
duyulmaktadır. Fiziksel bir olay matematik diliyle genelleştirilir,
formüle dökülür ve basite indirgenir. Matematik kullanılırken toplama
çıkarma gibi en basit matematik işlemlerinin yanında çok karmaşık
matematiksel işlemler de kullanılır. Bu nedenle matematikten bağımsız
bir fizik düşünülemez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder